Ana Sayfa > Faydalı Bilgiler > Evlilik Yasaları

Evlilik Yasaları

30 Mart 2015

Severek evlenen çiftlerin pekte üstünde durmadığı bir konu olan evlilik yasaları, evliliklerde çoğu zaman 2. plana atılmaktadır. Kısaca özetlenirse, birçok eyaletlerde, yasalar, nikahtan sonra, evli çiftin elde ettiği mal ve mülkün (kim kazanmış olursa olsun) karı kocanın müşterek malı sayar. Bazı eyaletlerde, yasalar, nikahtan sonra kadının tüm mal ve serveti üstünde kocanın hak sahibi olduğunu gösterir. Bu durum ve açıklamalar, her ülke de her birey için, evlilik yasaları hakkında ne kadar önem ve hassasiyet ile bakmamız açısından sanırım yeterli olacak bir durumdur.

Evlilik Yasaları Hakkında

Evlilik yasaları kuralları içinde, çiftler arasında yapılan evlilik yürümeyip on gün içinde bozulsa bile, kadın sahibi olduğu mal ve mülkün önemli bir kısmını yitirir. Ülkenin bir çok yerlerinde nikahtan sonra, kadının evlenmeden önce yaptığı vasiyetname geçersiz sayılır, ve yeni vasiyetnamesinde her ne belirtirse servetinin büyük bir kısmı yeni kocasına gider. Eğer ilk evliliğinden çocukları varsa, bu onlar için de çok kötü bir durum yaratır. Bazı kez bu tip tatsızlıkları önlemek için, nikahtan önce bir anlaşma imzalanarak erkeğin yeni eşinin mallarından hak talep etmiyeceği belirtilir. Medeni kültür ile büyümüş ve o zihniyete hakim bireylerin evlilik öncesi mantıklı bir şekilde evliliğe adım attıkları görülmektedir.

Evlilik Yasaları Ve Yasal Tecrübeler

Fakat tüm bunlar çiftler için yasal tecrübeler isteyen çok karışık şeylerdir. Malı mülkü olan bir kadın evlenmeden önce, bu sahada büyük tecrübe sahibi bir avukata gidip, onun ücretini ödeyip ve kendisine söyleyeceği her kelimeyi kulağını iyice açarak dinlemelidir. Bu konularda basma kalıp bilgisi olan kişilerden öğüt alarak belki büyük para harcamaz ama öğrendikleri hiç yararına dokunmaz. Konuyu sadece bayanlar üzerinde de yoğunlaştırmamak gerekir. Aynı şeyler erkek bireyler içinde geçerlidir ve karşılıklı evlilik yasaları ve kurallarının ne kadar ciddi olduğunu, bu konuda gerçekten mantık çerçevesi ile bakılması gerektiğinin bireylerinin farkında olması gerektiğidir.